Platon - Kadın ücretli işçi
- KOSİMOVA
- 11 Eki 2018
- 6 dakikada okunur
Öncellik ile şunu belirtmek isterim:
Platon’un yazdıklarını okuyanların onun hakkında yazdıklarını okumaktan ise,
bizzat Platon’un yazdıklarından yola çıkarak yorumlama yöntemini izlemeyi daha doğru buluyorum ,
Ki günümüze kadar ulaşan birincil saydığımız kaynakların bile doğruluğundan emin olmadığımız yetmezmiş gibi, aramıza daha fazla kişiyi sokarak bir ihtimal de olsa Platon’u Platondan ayrı tanıtmak istemem. Bu yüzden yegane kaynağım: Platon’un kendisi.
Daha doğrusu kadınlara önem ile yer verdiği tek kült eser olan ‘’Devlet’’ üzerinden gideceğiz .
Platon birebir kadın ücretli işçi hakkında bir şey yazmamıştır (en azından benim bildiğim kadarı ile lakin Sokrates’in mayotik yöntemi ile (sorular üzerinden cevaba ulaşma ile) ki bunu Platon da eserlerinde hep kullanmıştır bu şekilde konuyu açıklığa kavuşturabileceğimize inanıyorum ,
karakterlerimiz ise Sokrates ile halktan biri (Arkhitas/ Alkibiades/Kriton..) yerine benim ile iç sesim olacak. Bunun yanında da tüme varım metodunu kullanacağız .
O halde ‘İşçi’’ kavramından ne anladığımızdan başlamalıyız;
Platon devletini 3 sınıfa ayırır ,
1-Yöneticiler / Filozof kral- Kral filozoflar / erdemleri : bilgelik
2-Bekçiler /Koruyucu sınıf bunlar askerler/ erdemleri: cesaret , hırsları :şöhrettir
3-Üreticiler / diğer bir deyiş ile işçiler sınıfı ki bunlar çoğunluğu oluşturur/ erdemleri : çalışkanlık , hırsları ise : paradır .
Platon ilk iki grup için mülkiyet ve evlenme hakkını devlet bekası için yasaklar iken işçilere bu konuda özgürlük tanır. Böylece ‘’İşçi’’ kavramından doğal olarak ‘’ücretli işçi kavramına ulaştık’’ . Yani aslında ücretli işçiler ideal devletimizdeki üreticilerdir .
Şimdi gelelim kadının düşüncesinin buradaki yerine
-Platon’un bu düşüncelerinin çığır açıcı mı yoksa var olan bir uygulamanın devamı şeklinde olup olmadığını görmek açısından o dönemde kadının yerini öğrenir isek daha doğru olmaz mı?
-Elbette , en doğrusu bu lakin o döneme dair elimize net ulaşmış bilgiler yok , edebiyat ve atasözlerden yola çıkarak herkes o dönemin zihniyetini kendi bakış açısı ile ele almış ama genel geçer bir şey var ki Kadının o dönemde erkeklerden daha zayıf ve eksik görülmeleri
- Eski yunan mitolojilerine baktığımızda gerek Pandora, gerek Athena olsun kadınlar zayıf şekilde lanse edilmiyor?
-Haklısın lakin yine de burada bile kadını dışlayan bir şeyler var: Pandora insanlığa ceza olarak yaratılmıştı keza yakın zaman mitolojisindeki Lilith te zaman ile kötü bir mistik güç haline geldi, Havva’nın Ademi yasağa itişi tüm bunları düşündüğümüzde aslında kadını günahlar ile özdeşleştirdiler, korkulu biri olabileceğinden belki de dönemler boyunca bu yüzden bu kadar çok zapt etmeye çalışıyorlardı
-Evet kadının potansiyelde yaratabileceklerinden korktukları için çağlar boyu kadınlarını ev hapsi yaşattılar onlara ev dışına pek çıkamayacakları görevler yüklediler,
yaratabilecekleri tek potansiyel olan ‘’çocuk doğurmak ‘ ile yetinmelerini istemişler.
Hypetia , Krotonlu Theano ,Sappho gibi filozof, şair kadınları tarih sahnesinin hep arka planına itmeye çalıştılar.
-Peki her yer de mi böyleydi?
-Bildiğin üzere hiçbir parmak birbirine benzemez, savaşçı bir polis olan Sparta aslında bunun aykırı güzel bir örneği, orada kadınlar çıplak bir şekilde jimnastik yapabiliyorlardı , kadının beden eğitimine spora önem verilirdi , ortam güvenilirliği ve toplum zihniyeti temiz olduktan sonra çıplak olmanın yadırganacak bir esprisi yok, tabi ki diğer polislerce çok eleştirilen dalga geçinilen bu konunun neticesine bakmak gerek .
- Haklısın, Sparta onlardan daha çok gelişmiştir. Peki buradan Platona dönecek olur isek onun kadınlar hakkındaki düşünceleri üzerine neler söyleyebiliriz?
- İdeal devletin 5.ci bölümünden anlayacağımız üzere, Platon kadın- erkek eşitliği üzerinde durmuştur ve bunu savunan ilk filozoftur. Bu yönü ile Platonun proto feminist ( çağdaş ‘’feminizm’’kavramının çıkmadığı eski yıllarda bu terminolojiye uygun düşen fikirler üretmiş insan) olduğunu sayabiliriz.
- Daha önce bunu belirtenler olmamış mı? En basitinden baskılanan ve tarihin arka planına itilen filozof, şair kadınların varlığından bahsediyor isek bu eşitlik arzusu daha da geçmişten gelmiyor mudur? Bence Platondan çok daha geçmişe inmemiz gerekecek yani onun bu konuda ilk olduğu görüşüne katılmıyorum.
-Haklısın, antropolojik bulgulara baktığımızda anaerkil bir tarihin varlığından bahsedebiliriz , keza yunanlıların ‘’mazos’’ diye adlandırdıkları amazon kadınları da düşündüğümüzde bu örnekleri çoğaltabiliriz lakin burada kast ettiğimiz :
Çağdaşlarından farklı olarak bunu eserlerinde açıkça belirten ilk filozoftur. (zaman ile arkeolojik veriler aksini iddia etmediği sürece Platon bu konuda ilk) ki günümüze bile baktığımızda devlet işlerini üstlenen, askerliği üstlenen hep erkektir, istisnaen kadınları bu alanlarda görürüz, gelişmiş olduğumuzu sandığımız (!) bu devirde bile halktan olanların ‘’Kadın başa gelir ise bu ülkeyi batırır’’ ‘’ne anlar kadın devletten’’ gibi söylentiler ile çok rahat karşılaşıyoruz .Birde oy kullanma hakkı bile olmayan ve daha birçok haktan aciz eski Yunanı düşündüğümüzde .Tüm bu tarihsel süreci karşılaştırdığımızda Platonun ideal devletinde kadınların erkekler ile eşit statüde yer alabildiğini savunması bence devrimsel bir öneme sahip
- Peki Sabo merak ettiğim Spartanın kadınlar konusundaki uygulamalara değindik acaba Atinalı olan Platon komşusu olan Spartadan bu fikirler konusunda esinlendiğini söyleyebilir miyiz ? Yahut Sparta mı Platondan esinlendi ? Yada bunlar yaklaşık eş dönemli bir tesadüf mü?
- Tesadüfün varlığına inanmıyorum . Belki de eş zamanlı olarak birbirini destekledikleri bir durumdur(ama buna tesadüf denilemez) , bir şekilde karşıma çıkan makalelerde aslında Platonun Spartadan esinlendiği konusuna yer verilir lakin buna da tam katılamıyorum
öyle olsaydı ideal devletinde jimnastik örneklerinden bahsederken Giritliler ve Makedonya erkeklerini örnek gösterir ‘’Yunanlılar az zaman önce birçok yabancılar gibi erkeklerin çıplak soyunmalarını gülünç buluyorlardı. Önce Giritliler, sonra Makedonlılar jimnastik yapmaya başladıkları zaman o devrinin alaycıları bu yenilikleri bir hayli tefe koymamışlar mıdır? Kötülükten başka şeyi gülünç bulanlar ,çılgınca tutku ve kötü alışkanlıklardan başka şeyi alaya alanlar boş insanlardır’’ bunun yerine direk Spartadan bahsederdi diye düşünüyorum
Spartadan ilham aldı ise bile bunun ile sınırlı kalmayarak Spartanın kadın- erkek yapısının çok ötesine geçmiş fikirleri .
-Peki bu fikirleri biraz daha açar mısın?
- Her kadın erkek gibi resim , müzik , jimnastik , matematik gibi hem güzel sanatlar hem beden eğitimi hem pozitif bilimleri öğrenebilecek ‘’Kadınların erkeklerle aynı işleri yapmalarını istersek, onları da erkekleri yetiştirdiğimiz gibi yetiştirmemiz gerek’’ (452a)
-Bilirsin paganlar şeylerin ‘’doğa’’sına çok önem verirler , bu eşitlikte kadının kendine has doğası ile erkek doğasının farkı sorununa nasıl bakıyor , yada bunu göz ardı mı etti?
- Evet hoş bir yere değindin, o dönemde herkesin aklına gelen ilk şey tabi bu olacaktı
Platon hocası aracığı ile buna da bir yanıt veriyor . Hekim bir genç ile bir askerin yetenekleri hayat tarzı bakımından farklılıkları göz önünde bulundurur isek ikisinin doğasının bir olduğunu söyleyebilir miyiz?
-Hayır sanırım, mesela kan gördüklerinde ikisinden gelen içsel hisler farklı olabilir biri hemen kurtarmaya yönelik heyecan ve güdülere sahip iken üzüntü duyabilecek iken diğeri kanların döküldüğünü gördükçe bunun zaferi yahut mağlubiyeti ile mutlu yada kin dolu hisler yaşayacaktır
-Aynen öyle, peki genç asker ile yaşlı askerin mevcut doğasının aynı olduğundan bahsedebilir miyiz?
-Hem evet hem hayır
-O halde erkek ile kadının doğası kendine has doğası var lakin bunlar kimi yerlerde benzer kimi yerlerde farklıdır , bir kadın doğası gereği daha çok cesaret erdemine sahip ise bir erkekten daha iyi savaşabilir .
-Evet şimdi daha iyi anlaşıldı , bu güzel sohbet için teşekkür ederim lakin sohbete biraz fazla daldık okuyucular da sıkılmış olmalı, velhasıl gelelim asıl meselemize Platon ‘’ücretli işçi kadın ‘’hakkında ne düşünüyor olabilir?
- Hayır sevgili iç sesim, sohbeti bilerek uzattım çünkü Platon bu konuda doğrudan yazmadı . bu yüzden parçalara ayırıp bu kısımlar hakkındaki düşüncelerini öğrenmemiz gerekirdi. Şimdi hazır isen birleştirme zamanı.
Öncellik ile’’ işçi ‘’den bahsettik, daha sonra ‘’kadın’’a değindik bu ikisini birleştirebileceğimiz bir kavram var, ve bu kavram öylesine güçlü ki insanları da ortak bir amaç için birleştirir
- İnançlar mı?
-İnançların kendisi bir amaçtır zaten, benim bahsettiğim insanları o amaca götüren bütünleşme eylemi sonucu doğan bir kavram ?
- İş bölümü
- Kesinlikle öyle, devletlerin var olmasının tözü diyebileceğimiz şey ‘’işbölümü’’ gereksinimi , insanlar birbirine hep ihtiyaç duyarlar , herkesin yetenekleri farklıdır herkes kendine özeldir hamuru ister pirinç, ister demir, ister tunç , ister altından olsun , her sınıf hem kendi içerisinde hem de diğer sınıflar ile kıyaslandığında belirli benzerlikler ve farklılıklar barındırırlar. Bu sınıflar arasında geçiş belki zordur ama imkansız değildir çünkü Platonun önem ile vurguladığı şey : insanın yeteneğidir . Ve bu yetenekleri geliştirebileceğimiz eğitim imkanlarının tamamının devlet tarafından sağlandığı bir sistem ile yönetilir ideal devlet . Kadınlar ile erkeklere aynı eğitim imkanı sunan devrimsel bir fikirdir ideal devlet .
Kitaptan 455e kısmında altını çizdiğim alıntıyı paylaşmak isterim : ‘’Devletin yönetiminde kadının kadın olduğu için , erkeğin de erkek olduğu için daha iyi yapacağı iş yoktur. Yaratılıştan her iki cinste de aynı güçler vardır. Kadın da erkek gibi bütün işleri görebilir.’ ’(hemen sonra gelen bir cümleye ‘es’ koyuyorum )
Devletin idaresini bile yine yeteneklere göre kadına devredebilecek bir düşünürün kadın işçi sınıfı hakkında da düşüncelerinin de olumlu olacağı, bunu desteklediğini bizzat ‘’Kadın da erkek gibi bütün işleri görebilir.’’ cümlesinden anlıyoruz.
Ona göre kadını etkisiz hale getirmek nüfusun önemli kısmını kullanmamak , potansiyellerimizi kaynaklarımızı değerlermizi kullanmamaktır . Herkesin eşit bir eğitim hakkına sahip olduğu bir yapılanma ile kadınları önce eğiterek sonra bu iş bölümü çarkına daha nitelikli bir şekilde katmak devleti hem nicel hem nitel bakımdan iyi seviyeye getirecektir .Sosyal devlet anlayışının temellerini atan bu çok değerli bir filozofu saygı ile anarak cümlelerimi sonlandırmak istiyorum.
Son Yazılar
Hepsini GörKuşları çok seviyorum, özellikle de güvercinleri, posta güvercinlerini .. Bir kuş olmayı isterdim, hayır hayır bir kuş olsaydım büyük...
Bu gün sevgililer günüymüş o halde ben de sevgililerimi anmadan geçmeyeyim. Benim sevgililerimin bedenleri ölü, çürümüş ve kokuşmuş...
Comments