top of page

Aşka aşık bir çocuk

  • Sabo Kosimova
  • 30 Nis 2018
  • 3 dakikada okunur

Küçük bir çocuk vardı aşkın elini tutmak isterdi

Gerçek hayatta ne ailesinde ne de çevresinde hengame den başka bir şey barındırmayan bu ''aşk'' kavramını gördükçe, ona canı yanardı ,

onun elinden tutmak isterdi ve hiç bırakmamak

Bu çocuğa göre Aşk'ın adı herkesin ağzında bir sakız gibi yapışmış

evet evet bir sakız gibi: heves ile ağzımıza atığımız ilk birkaç dakika tatlı ,sonra tatsızlaşır tatsızlaşınca da attığımız bazen de kendisi ile oyun oynadıkça zevk aldığımız bu oyun sonrası yüzümüze bulaşırsa da kurtulmaya çalıştığımız bir türlü vazgeçmediğimiz sakızlar gibi ucuz...

İşte bu küçük kız çocuğu bunları gördükçe ürperdi,

korktuğu zamanlar hep hayallerine sığınırdı ,

Hakikatı gerçeklerde değil de hayallerinde aramayı severdi

Düşüncesizce herkesin dilinde dolandığından iftiralara uğrayan bu aşkı bu kız korumak isterdi, saygınlığını yitirmiş bu kavrama çağın aksine mütekasif saygı beslerdi

Derken yıllar geçti ,

bu yıllar içinde çocuk, ruhunun derininde aşk-ı tahayyül'ü o kadar yükseltti ki, kimse çıkamadı o taht'a ,

On sekizine geldiğinde

uzun boylu bir şair göründü hiç beklemediği bir anda ,

Şair ,ona Su oldu yazın o kavurucu zamanlarında

Ruhunu kuşatan bu şairi

gökyüzü ilan etti zavallı

Bundan sonrasını nasıl anlatsam..

Bir ünlüyü tasavvur edin sizi yaptıklari ile sesi ile düşüncüleri ile yada herhangi başka bir özelliği ile hayran bırakan o kişi ile tesadüfen bir yerde karşılaşsanız büyük ihtimal ile onun o olmadığını sanırsınız benzetmiş olabileceğinizi düşünürsünüz , özellikle önemli fikir insanlarının görünüşlerini bilmeyiz , onun o kişi olduğuna emin olduktan sonra ise afallardınız, utanıp durumu kurtarmaya çalışırdınız

Bu kız çocuğun başına gelen de tıpkı bu misal,

herkesi red ettiği gibi red ettikten sonra, o ulvi aşkın kendisine bu şair görünümünde geldiğini farketmesi uzun sürmeyecekti biraz afallayıp utandıktan sonra durumu paleografya ile toparlayacaktı .

Ama bu da uzun sürmeyecekti

hani kafan estiğinde tatlı yada yemek yaparsın çok güzel olur ama değerli bir konuk için daha çok uğraşırsın,özen ile yapmak istersin, mükemmeliyetçi oldukça da o şeyi istediğin kıvamda yapamadığını farkedersin, özensizce aleladele yapılanlar daha bir tatlı kalmıştır,

işte kız da gösterdiği özenden dolayı kendisi için değerli olan bu konuğa hayal ettiği gibi tatları tattıramadı, konuk diyorum çünkü gitti.. Konuklar giderler..Ama

Daha tattırmak istediği duygular ,anılar vardı ..

Bilinmez..belki de onun ile geçen zamanı daha da uzatmak için böyle özenli ve yavaş davranıyordu,

Şair acıkmıştı ,ellerini sıvayıp ona yardım etmek yerine kalktı ve başka evlere gitti ..

Belki de kız acemiydi aşka nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu, tıpkı yemek yapmasını bilmediği gibi..

Sanatın tanrısı olan o şair ,kızın sonsuzluğa olan inancını kırdı, keza güven ve şiiri de kırdı

Bir zamanlar onun yüreğini kanatlandıran o şiirler, şimdilerde acı bir zehir

Kendisinden sonra gelen birine daha güzel şiirler yazan bu şairin kendisine söylediği sözlerine güvenmeli miydi? Bu sözler masum ve mutlu edici yalanlar mıydı ?

Kız aşka söz vermişti , kendisine uğrayacağı vakit onun elini bırakmayacaktı,

Peki ama Aşk neydi ve şimdi neredeydi?

O şair ile birlikte mi gitmişti?

O halde bu kız vefa ve sadakat üzerinden mi tutmalıydı aşka verdiği sözünü?

Lakin, kendisini bir ayda unutan konuğunu bir yıldan fazla bekledi yetmez mi ?

Sonsuzluk ile oyunlar oynayan bu kız için bir yıl beklemiş olmak her ne kadar acıtıcı olsa da hiç te uzun bir süreç değil çok daha fazla da bekleyebilir ama bazı şeylerden emin olmadan beklemeye değer miydi? Ya aşk bu değil ise, belki de bu bekleyiş kırılan hayallerini de öldürecekti...Ama vazgeçtiğim anda geri dönmenden de korkuyorum bu yüzden vazgeçemiyorum..belki şimdilik

Belki de

Sebepsizce sırıtmalar güzel heyecanlar mıydı bu aşk dediğimiz şey , o halde bundan sonra kendisine bu şair gibi sağlam yalanlar söyleyecek birini mi bulmalıydı ?

Hayır cevabı bu kadar basit olamaz o halde eleştirdiği şu insanlardan farkı kalmaz , aşkı sakız gibi kullanan şu insanlar..

Belki de aşk ikimizden de sıkıldı hiç beklemediğimiz bir anda geri dönebilir lakin farklı suretlerde, hal böyle ise tek korkum sen üzmek merdümgirizim, ilkim, iklimim

Belki de aşk

Ne senin ile gitti , ne de ikimizden kaçtı ,

belki de aşk beni sevdi benim ile kaldı ,

kendisini bırakmak istemeyişimi ,

onu merak edişimi ,ona hayran duyuşumu ...

Bu yüzden de değişik şekillerde gelip zaman ile orayı terk edip başka bir şekil ile geliyor,

bir gün sen, bir gün doğa,bir gün sanat, bir gün ideoloji ....

benim büründüğü bu şekillerden ziyade onlara alışmaktan ziyade salt kendisini sevmem için sürekli form değiştiryordur...belki de bu yüzden terk etmiştir bedenini...

Aşkın ne olduğunu bilmeden aşka aşık bir çocuk.. 30.04.2018/ 03.49

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
archive
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
  • ...
  • #Churchill
  • Sabo HEPİNİZ için_Yukarı baktiğinizda MAVİ-BEYAZ_Aşağiya baktiginizda KAHVERENGI-YEŞIL_Etrafiniza ba
  • Benim minik Kuş'um _3_My sister ♥ my bird
bottom of page