Hasan Ali Yücel
- Sabo Kosimova
- 29 Kas 2017
- 4 dakikada okunur

Bir şiir..
Bazen bir başlangıç bazen de bitiş aslında aynı zamanda her iki sıçrayış ,
dönüm noktası için bir referanstır belki de
tanışmak , sevmek ve unutmamaktır şiir..
Bazen de vedadır.. veda eder iken unutamadığını hissettirmektir..evet Vefadır..
Köy edebiyatı hareketinin şiirdeki önemli temsilcilerinden biri olan ozan, eğitimci ve yazar Mehmet Başaran'ı ,
eşi bulunmayan çok yönlü Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel ile tanışmasına vesile olan da bir şiir değil midir zaten?
''Rüzgara vurunca sazdan bir eyer
Alevli dizginler gerilmelidir
Daglar egilmeli deprenmeli yer,
Hedefe ilk hızda erilmelidir''
Başaran'ın öğrenci iken okuduğu bu şiir Bakanda bu öğrenciye karşı bir sempati uyandırdı ,bundan sonra öğrenci-öğretmen , takipçi-öncü ve her şeyden öte bir dostluk ilişkisi kuruldu , aralarında böyle bir yakınlık olmasaydı bile bu kitap yazılacaktı çünkü her halükarda Hasan Ali Yücel yazılmaya değerdi ama böyle bir samimiyet ile olur muydu tartışılır..
Ben kitabı 4 asıl bölüme ayırdım :
-Kitabın Bedeni
-Kitabın Aklı
-Kitabın Duyguları
-Kitabın Ruhu
Şimdi bu organizmayı inceleyelim :
Kitabın Bedeni :
''Öğretmenim Hasan Ali Yücel''
Mehmet Başaran tarafından derlenen ve yazılan , Türkiye İş Bankasının Kültür Yayınları'nın çıkardığı (Hasan Ali Yücel dünya klasiklerinin dilimize kazandırılması ve yaygın olarak okunması çalışmalarını ve Türkiye İş Bankası’ndan aldığı gücü sentezleyerek 1956 yılında bu yayın evini kurdu )
207 sayfalık bu kitap 6 bölümden oluşur :
1-Büyük Aydınlanmacı
2-Bakan Yücel
3-El Koyduğumuz Dava
4-Özgürleşme Eylemi : Köy Enstitüleri
5-Enstitülerin Kapatılması Ya da Karşı Devrim Süreci
6-Sonuç
Ve bu bölümlerin her biri birçok alt başlıktan oluşur .
Biyografik değer taşıyan bu bedenin gözü de kitabın aralarına serpiştirilen belge niteliğindeki fotoğraflardır..
KİTABIN AKLI: kitabın mantığıdır ;
Kitabın büyük bölümü buradadır
Bu bölüm somut bilgiler içerir ,bu bilgiler öğrenmek, üzerine düşünmek ve sorgulamayı teşvik eder
Burada dönemin düşünsel,ekonomik ve siyasi ortamını bize sergiler yazar;
Ülke savaştan yeni kurtulmuş , bir daha böyle kayıplar ile mücadele etmeye zorunda kalmamak için hızlı bir şekilde toparlanmalı
Yeni atılımlar ınkılaplar gerçekleştirilmeli
Bu atılımlardan biri Çeviri ;
Toplumların uyanıp ,gelişmelerinin altında yatan büyük etken ''çeviri''hareketidir ; örneğin Rönesansın ,reformun ,aydınlanma dönemlerinin temelinde ''çeviri''vardır, Harezmi'nin matematiğe ilişkin yapıtlarının çevrilmesi batıda devrim yaratır
Yücel 1939’da, Tercüme Komisyonunu oluşturur, 1940'ta Tercüme Bürosu’nu kurar ve çeviri seferberliğini başlatır.
Babil, Hint, Çin,Şark-İslam , Eski Yunan, Fransız ,Rus ,İskandinav klasikleri gibi daha birçok milletten yapılan çeviriler onun döneminde toplamda 496dır
''Bu çeviri hareketi ,çağdaş dünya uygarlığının tüm boyutlarına derinliğine açılış, düşünce boyutunda yeniden doğuş,aydınlanma seferberliğinin habercisi. Yazınsal ,sanatsal,duygusal ,ruhsal eğitim,arınma ve doyum girişimidir(Prof.Dr.Hasan Anamur)''
Çevrilen bu eserler yurdun en ücra köşelerine kadar okunmalı , nüfusun %80ini oluşturan köylü öğrenmeli ,okumalı ,kendini geliştirmeli
böyle bir kesimi göz ardı etmek ortaçağ karanlığını sürdürmektir..Bu yüzden Hasan Ali Yücel ve Yoldaşı İsmail Hakkı Tonguç devrim niteliğinde bir atılıma daha bulundular : Köy Enstitüleri..
Köy enstitülerinde öğrencilere pozitif bilimin yanında ,müziki eğitimi (o dönemlerde bütün köy enstitülerini gezen Aşık Veyselden saz derslerini alıyorlardı) , el işi , şiir etkinlikleri , tarım dersleri veriliyordu öğrenciler serbest okuma zamanında çevrilen klasiklerden yararlanıyorlardı ,öğrenciyi mümkün olduğunca her alanda nitelikli bir birey yapmaya hedefleyen bu proje o kuşaktan birçok aydın çıkardı; Ali Dündar,Dursun Akçam,Emin Özdemir, Fakir Baykurt, Hatun Birsen Başaran,Mahmut Makal, Mehmet Başaran ,Pakize Türkoğlu, Talip Apaydın ..
Siyasetin çıkarcı arenası ortasında ahlaki,kültürel ve siyasi anlamda gericiler tarafından bir takım iftiralar atıldı ve uzun uğraşlar sonucu bu Köy Enstitüleri kapatıldı ,devrim düşmanları bunun ile de yetinmediler Halkın hayat üniversitesi dediğimiz birbirini müzik, tiyatro ve edebiyat anlamında geliştirdikleri yardımlaşma dayanışmanın sembolü olan Halk evleri de kapatıldı .Hasan Ali Yücel - Kenan Ören davası.. kitapta bu mesele daha ayrıntılı biçimde işlenmiştir.
Toplum eğitim ile düzelir ama eğitimi kısıtlayan onu şekillendiren yada ona destek sağlayan ''siyaset''tir..
Kitabın Duyguları :
Yazının girişine şiir ile başlamıştım çünkü şiir bu kitabın vazgeçilmez duygusudur
Hasan Ali Yücel'den ortak davayı paylaştığı yani eğitimde aydınlanma ve reform konusundaki yoldaşı olan Tonguç'un ölümünden sonra paylaştığı duygular :
'' Dinle Benden'', Tonguç'un ruhuna armağandır;
Beni ona bağlayan ,Türk ruhuna imandır .
İsterdim bu kitabı yaşıyorken okusun;
Mezarına değil de gönlüne kosun.
Haksızca iftira atılan bu davada hissettikleri :
''Hazindir Kitabın sesi
Bunda hem hikaye var hem öğüt hem savunma
Biraz da dert dökerek içten içe avunma ''
''Hangi Sözün sonunda 'ist' gelmişse o bendim
Tanıyamaz olmuştum artık kendimi kendim''
1946'da başlayan karşı devrim,gericilik ,cumhuriyet döneminin tüm kazanımlarını oy pazarına sürmüş; toplum elli yıl gerilere götürülmüştür,bunu bu şekilde açıklar :
Dini bayrak ederek hatim mevlüt okutup
Kendi adamlarını eller üstünde tutup
Kurdular memlekette benzersiz bir idare
İktidarda kalmadan onlarca buydu çare
Bu dizelerden yanlış anlaşılmazsın; Hasan Ali dini bilgisi kuvvetli biri , onun karşı çıktığı asıl şey dinin kullanılması.. Laiklik çizgisi çerçevesinde toplumun gelişeceğine inanır
Kendi işine olan tutku ve sevgisini şiir tadındaki bir mektupta şöyle yazmıştı :
''Sevgilisinden ,mahkeme kararı ile ayrılmaya mahkum edilmiş bir koca durumundayım. Sevmemekliliğime ve İlgilenmemekliliğime kendi vicdanım karar vermediği için o sevgili her an ve hala benimdir. Onu benden ve gönlümden kimse alıp koparamaz''
''Yaşayıp yaşatmak işimiz bizim
Haram lokma kesmez dişimiz bizim
Dünyada bulunmaz eşimiz bizim
Biz yeni hayatın erenleriyiz''
Enstitü çocuklarının Yücel için samimiyet ile yazdığı şiirden de paylaşmak isterim ;
''Paslanan dimağlara ateş saçan hoş geldin
Bozkırların başlarında okul açan hoş geldin
Elimize kazma verdin,çekiç verdin ,örs verdin
Dilimize şive verdin ,bize hayat hars verdin
Köy davasının halli için bu gençliğe ders verdin'
Enstitüler örnek teşkil edilecek bir eğitim sistemine sahipti ,ülkeyi cehaletten kurtarmak için öğrenciler ile öğretmenlerin el ele verdiği büyük bir mücadele idi
Yücel bunu şiirinde bizlere hissettiriyor :
''Bin sıkıntı içinde kuruldu Enstitüler
Bu ateşli çalışma göreni hayran eder
Köyden akın başladı geliyordu çocuklar
Kıraç Yurdun yüzünde doğdu yeni bir bahar
Zeminlikte yattılar kar soğuk demediler
Zeminlik üstünde de yapılar döşediler
Kız erkek kardeş gibi çalıştılar beraber
Müdürü ,öğretmen gece gündüz döktü ter''
Son olarak çok sevdiğim şair olan oğlu Can'ın gönlünden görelim Hasan Ali Yücel'i
Hayatta ben en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek- Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici-hep, hep acele işi! Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezberledim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu 40'ı geçerse ateş, çağrırlar İstanbul'a Bir helalleşmek ister elbet, diğ'mi, oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oyununu Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu
En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim...
Velhasıl ;
Hasan Ali Yücel, maarif teşkilatının içinden gelen bir eğitimci ,felsefeci, sanatkar, edebiyat tarihçisi, devlet adamı, şair, gazeteci idi, eğitim ve kültür hayatına getirdiği yeniliklerde bu çok yönlü kişiliğinin etkisi büyüktür.
Günümüzdeki atama'yı hala sistemleştiremeyen , sanki icraat yapıyorlarmış gözdağını vermek için eğitim sistemini oyuncaklarıymış gibi düşüncesizce düzensizce değiştiren , eğitimi daha kamusallaştırmak yerine özel mülkün tekeline bırakan, koltuk sevdalı Milli Eğitim Bakanlarına baktığımızda Hasan Ali Yücelin değeri gerçekten hissediliyor
Hasan Ali Yücelin Türk kültürüne ve milletine yaptığı hizmetler ,ulusal sınırlara sığmadı ; insanlık dünyasına taştı.
Bu nedenle Birleşmiş Milletler, Hasan Ali Yücelin hizmetlerini UNESCO aracığı ile tüm insanlığa yapılmış saydı, 1997yılını bu muazzam insanı anma yılı olarak anıldı
KİTABIN RUHU.. Senin kitaptan anlayıp aldığındır..
''Varlığını büyük bir ideale kurban etmedikçe büyük adam olunmaz'' derdi
Onun şiarı halka hizmetti..
Son Yazılar
Hepsini GörKuşları çok seviyorum, özellikle de güvercinleri, posta güvercinlerini .. Bir kuş olmayı isterdim, hayır hayır bir kuş olsaydım büyük...
Bu gün sevgililer günüymüş o halde ben de sevgililerimi anmadan geçmeyeyim. Benim sevgililerimin bedenleri ölü, çürümüş ve kokuşmuş...
Comments