Kadehi kaldırmak
- KOSİMOVA
- 7 May 2017
- 5 dakikada okunur

Şerefe dostum, peki şeref dediğin nedir ki ?
Yani Doğu tarafında bu daha çok namus olarak görülür bu sefer de namus kavramının ne olduğunu sorgulamamız gerek ,
Dünya ise sözde şerefli insanlar ile kaynıyor(!)
TDK ise şeref’i şöyle tanımlamış ‘’Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer ‘’
baksanıza etrafınıza insanlar birbirine neden saygı gösterir ?
sadece İnsan olduğu için mi? peki o halde bir yerin yönetiminde yer alan kişi ile o yerin asgari çalışanı ile aynı saygı ile konuşuyor muyuz? ..
Bu çok saçma değil mi şimdi insanın şerefini , onurunu başkasına gösterdiğimiz saygı ile mi yada başka birinin ona gösterdiği değer ile mi belirleniyor ,başkasının gözünde ne kadar saygın isen o derece şerefli biri misin?
Peki bu başkalarının da doğru olduklarını nereden bileceğiz ? Ahlaki değerlere bağlı 5 kişi ile yalnızca dünyevi değerlere bağlı 100 kişiyi nitelik özellikleri yerine nicelik özellikleri bakımından mı karşılaştıracağız?.. TDK tanımlarınızı kınayarak kadehi benim kafamdaki Şeref anlayışı ile içmeye devam ediyorum..
Peki başka ne diyorlardı kadeh kaldırırken Sağlığa ..hangi sağlığa ?akıl mı ruh mu beden mi?
Eğer bu sağlık aklen ve bedenen ise ; bu Romeo’nun zehiri içip daha sonrasında yaşamak istiyorum demesi gibi birşey olurdu , şanslı isen içki Jülyet’in 48saat etkili zehrinden ibarettir, her içişinde sağlığa deyip devam ediyor isen de Romeonun zehrine ,Jülyetin sapladığı hançerine dönüşecek..
belki de SAĞLIĞA derken aslında tariz sanatını kullanıyoruzdur haddizatında demek istediğimiz ‘’sağlıksızlığa’’ ruhsal sağlıksızlığa.. yahut sağlığı boş vermişliğe..
Sağlık demiş iken ve hazır kalemim sivrilmeye başlamış iken şu notu da yazmadan rahat duramam :
A.İ.H sözleşmesinde İnsanın yaşama hakkından bahsediliyor ,insanın insan olduğu için yaşamaya layık oluşu.. Aklını kullanan herkes şunu sorgulamalı : o halde neden insanlar yaşamak için amelyatlara yahut ilaçlara para ödemek zorunda ?
Gelin biz bu cümleyi düzeltelim ‘’zengin olan insanların yaşama hakkı’’
Abarttığımı düşünebilirsiniz ama bunlar gerçekler ..bizi bedavaya iyileştirmek bir yana nasıl bir sorun üretelim ki bunu çözerken çok kazanalım zihniyeti var çünkü dünya ekonomisinin önemli bir bölümü "ilaç piyasası" , bu ne demek oluyor? Halkın hastalıkları : devlete ve kapitalizmden büyük pay alan zenginlerin işine yarıyor
Kapitalizmin ana çarkı Amerika’da insanlar obezite sağlık sorunu ile karşı karşıya iken , Afrikadaki ülkelerin sağlıksızlığın sebebi açlık olması da ayrı bir trajikomik..
Peki gelelim insanın yaşama hakkından bahseden-güya savunan- o büyük devletler neden savaşlarda sağlıklı olan o masum çocukların ölmeleri daha doğrusu öldürülmeleri karşısında 3maymunu oynuyorlar? Yoksa yalnızca onların ırkdaşları mı insan?
Çoğu Devlet adamların erdemi falan düşündükleri yok ekonomi bir yana size farklı bir örnek vereyim : AİDS virüsünü bilirsiniz -bilmiyorsanız araştırmanızı tavsiye ederim ,
çocukken ; hastalığın eşcinsellerde daha fazla göründüğü için bundan dolayı ortaya çıktığını fln sanıyordum çünkü doğaya aykırı olduğu için vücudun verdiği ters bir reaksiyon olarak görürdüm tamam şimdi eleştirebilirsiniz beni ama bence her ne kadar yalnış bir düşünce olsa da çocuk beynim ile bunun üzerine düşünmek te mühim birşey .
Gelelim AİDSin aslına : Birleşmiş Milletler dünya nüfusunu kontrol altına almak için ürettiği bir virüs ve günümüzde hala etkisi sürüyor nüfüsu kontrol altına almak derken kendileri karar verdiği nicelikte nüfusu yok etmek ve bunu yaparken de istediği özellikte nüfus elde etmek yani toplumda istenmeyen iki grup var : eşcinseller ve zenciler . Evet bu virüs daha çok onlarda görülür..bu ne kadar tesadüf.. bi taş ile bikaç kuş..bunu ben demiyorum bilimde istatistikler var
Çok uzağa gitmeye gerek yok gelin devletimize bakalım en basit küçücük örnek ; hastaneye gittiğimizde her ota bok’a yazdıkları birşey var : evet antibiyotik , sanırım bu doktorlar antibiyotik isimleri dışında başka birşey bilmiyorlar.. peki bu doktorların kaçı bunun yanında reçeteye vitamin takviyesini yazıyor? Yine okurlara bu çok basit görünebilir ama Vitamin takviyesi gerçekten önemli -araştırın- bir yerimizi iyileştireceğiz derken başka bi yerden oluyoruz bu da sektörün işine geliyor..
Sonra su şebekelerine koydukları florür.. yine devletimizin/devletlerin oynadığı oyunu buraya uzunlamasına yazmayacağım sadece konuyu ortaya koyup sizi araştırmaya çağıryorum. Florürün zararlarını araştırın yasaklanan ülkelere bi göz atın ordaki insanların niteliğine birde florürlü su içen devlet halklarına.. tarihteki deneylerden bihaber olmayın..
Herneyse kadeh kaldıryorduk en son, hadi şimdi de AŞK’a kaldıralım ,
sanırım geçiş çok sert oldu dünya sorunlarından savaş ve komplolardan en duygusal olan varlığa çıktık , aslında her ne kadar alakasız görünseler de ortak özelliği var : her ikisinin de suyunu çıkardılar !
Oscar Wilde’i severim onun bir sözünü paylaşmak istiyorum ‘’ aşk artık hiç rağbet görmüyor. onu şairler öldürdü.’’ bunun üzerine yazacak birşey yok çünkü adam haklı.. Sırf estetik zevk için duyguları abartarak ve böylece yalan’a başvurarak yazarken aşk kavramını gerçeklikten evrimleştiriyorlar ..
Sırf şiir yazmak için kendilerini aşık olduğuna inandıran şairler.. bunların biri bana denk gelmişti ben ise gerçek sanmıştım(şimdi ise bu şairin hislerinin gerçek olmadığından emin olduğum halde galiba hala onu seviyorum işte bu kadar absürd bir duygu bu) , sonra baktım aynı duyguların belki de daha güzelini bir başkasına da yazabiliyor ..herneyse unut gitsin, aşk'ı anlatıyordum
Yani demek istediğim
insanlarda ''özel'' diye bişey kalmamış ''güzel''diye birşey var burdaki güzellik kavramı felsefedeki iyiliğin dışavurumsal hali değil buradaki kavram yalnızca ''göze ve ele hitap eden gözel den türeme bir güzel ''
Eskilerin aşklarından 3 -5 kırıntı kaldı günümüze onlar da kimde olduğu belli değil zaten çok geçmeden onlar da bir hiçliğe dönüşene kadar kırılacak hani şu ‘bakmaya bile kıyamamak’ ‘ilk ve sonum’ ‘tek olsun ömürlük olsun’ gibi laflar çok mu eskilendi acaba kaç yüzyıl önceydi ? Belki de hiç yoktu bunlarda destanlar gibi çağdan çağa değiştirilip sözde kalmıştı belki de ,
Herkes aşkın ölümsüz olmasını istiyor ama büyük bir çelişki var Ölümsüz bir aşk için ölümlü bedenlerin sevişmesi şart mı?Ölümsüz ruhların sevişmesi dururken...Buradan tabiri caiz ise yobaz olduğum sanılmasın tutku illa ki olacak olmalı da ama öncelik bu değil ,demek istediklerimi daha da iyi anlamanız için bunu resim sanatına benzetelim : asıl obje sevgi ve ruh gibi şeyler olsun, tutku ise o resmin teması yani arka fonu olmalı ve ben temayı tüm objelerden sonra boyarım..herkes resim çizerken bunu yapıyordur ve sonra resim tamamlanır gün gelir aradan zaman geçer belki bu tema üzerine de bi obje daha çizerim onlar da çocuklarımız olsun
herneyse hadi hayal kırıklığına uğratan , belki de belli bir arkhesi belli bir tanımı olmayan belki de aslen hiç varolmayan subjectif bir aşk’a içelim ,
ama belki de ideasının olup ta bize sürekli gölgelerden geldiği için - aslından çok değişip şekil bozukluğuna uğrayan bir aşk’a içelim
daha doğrusu herkesin diline yapışıp aynı yada farklı zamanlarda birden fazla kişiye hissedilen o saçma sapan çok aşk’a içelim
İnsanlar başka niçin içiyordu? Mutluluğa ,Huzura içelim derler evet
Bu neye benziyor biliyormusunuz? Hani şu ‘adaleti sağlayacağız’diye avaz avaz bağıran politikacılara..yani var olmayışının vurgulanışı ...
tek fark içenlere çaresiz yada umutlu ,unutmak istiyor gibi sıfatları yakıştırıyor iken diğerlerine ya kurnaz ya umutlu yakıştırmasında bulunuyorum kurnazı da var umutlusu da var ama her ikisinden aynı düzeyde olan bir insan düşünmüyorum
Dostum şimdi gelelim neden kadeh kaldırırken mutluluğa yada huzura diye seslendiğimize,belki de bazı şeyleri unutacağımızı ümit ettiğimizde
Depresyona giren insanların da neden evden çıkmayıp sürekli uyumak istediklerinin cevabı da bu : unutmak
Peki düşünyorum da eğer bilim insanları hafızadan istediğimiz bir bölümü sildirme teknolojisine ulaşırlarsa(ki bunun üzerine çalışıyorlar) kimimiz sildirecek? Acısı ile de tatlısı ile de onlar değerli anılar..
O halde anılarımıza içelim,özen ile koruduğum anılar..O'nun rahatlık ile unutup ta benim unutmak istemediğim o anılar
Velhasıl ortaya karışık her sebebe kaldıryorum kadehi
Son Yazılar
Hepsini GörKuşları çok seviyorum, özellikle de güvercinleri, posta güvercinlerini .. Bir kuş olmayı isterdim, hayır hayır bir kuş olsaydım büyük...
Bu gün sevgililer günüymüş o halde ben de sevgililerimi anmadan geçmeyeyim. Benim sevgililerimin bedenleri ölü, çürümüş ve kokuşmuş...
Comments